Yeni sayfanın içeriği
Burası ana kucağı değil asker ocağı
Sabah kahvaltısı beş zeytin çay kaşar
Öğle akşam yemekte değişik bir koku var
Pilavları hiç karıştırma içinde taşlar
Burası ana kucağı değil asker ocağı
Akşam bot boya birde traş var
Bir yandan soğuk bir yandan rüzgar
Üst değiş saat on deyince herkes yatar
Burası ana kucağı değil asker ocağı
Yağmurda çamurda eğitim yapıyor
Soğuk kış demeden çalışıyor
Çamur içerisinde bıkmadan geziyor
Burası ana kucağı değil asker ocağı.
AĞLAMA ANA DÖNERİM BİR GÜN
Rüyamda gördüm anne kucağı
Uyandım baktım asker ocağı
Felek vurdu kalbimde bıçağı
Ağlama anam dönerim bir gün
Ben asker oldum olalı 378 günüm doldu
Mısralarımı yazarken gözlerim doldu
Söyleyin anama ağlamasın
Yıkasın gömnleğimi dolabıma assın
Beni hatırladıkça resmime baksın
Ağlama anam dönerim birgün
Diyarbakır’ın içinde bir küçük çarşı
Hasretim artıyor anama karşı
Babama kardeşime sevgilime karşı
Ağlama anam dönerim birgün.
ASKER AĞLAMAZ
Elveda demeye dilim varmıyor,
Bana veda etmeye gelme sevgilim.
Bilirsin ayrılamam sarılırsam,
Oysa veda vakti geldi sevgilim.
Mutlu ol diyorum şimdi sana ben
Böyle dermiş sevenler ayrılırken.
Islanmış gözlerin ağlıyorsun sen,
OYSA ASKER AĞLAMAZ BEBEĞİM!!!
Uzatma elini gidemem sonra
Çıkmalısın artık gurbet yollara
ağlıyorsun sen boşuna saklama
OYSA ''ASKER''AĞLAMAZ BEBEĞİM!!!
Şehit Asker
Albayrağa sarılı tabutun önünde
Durmuştu bir imam kıblemizin yönünde
Saf saf oldu insanlar hocanın arkasında
Şehidin resmi vardı herkesin yakasında
Büyük bir boy resimle kortejin önlerinde
Özenle taşınıyor asker ellerinde
Gençliğin baharında henüz yirmi yaşında
Mavi bir bere vardı o tertemiz başında
Tüm cemaat ağlıyordu yaşları sel gibiydi
Esen meltem rüzgarı kara bir yel gibiydi
Seni uğurlarken içimiz yasla doldu
Tüm analar babalar ak saçlarını yoldu
Omuzlarda yükseldin göklere erdi başın
Olmasa da dünyada bir tek taşın
Öteki yaşamında makamın cennet oldu
Sen gidince yurdumun tüm çiçekleri soldu
Benim şehit askerim sen ölmedin asla
Vatanın dağlarına ismin yazıldı kanla
Sana silah çeken el kırılacaktır bir gün
Bu dünyadan edilecektir sürgün
Bunu asla unutma ey kahraman şehit
Her şeyi bilen Tanrı bize olsun ki şahit
Seni toprağa değil yüreğimize gömdük
Yanıyor çiğerimiz sanki ateşe döndük.
Kim'miş? Onlar KOMANDO Kim'miş? Onlar KOMANDO
Gök kubbeden aldık cismimizi
Yırttık semayı uzattık ellerimizi
Sarsıldı dağlar duydu sesimizi
KOMANDO!! KOMANDO!! KOMANDO!! KOMANDO!!
Sert sık adımlıyım mangaldır yüreğim
Yurdumun vatanımın demir pençesiyim
Havada karada bir taş mevzideyim
ÜRKÜN GELİYORUM MAVİ BERELİYİM
Bedenimizi kırmızı beyaza boyadık
Dağlara ovalara enginlere sığmadık taştık
Yüzlerimizi yeşil siyaha boyadık
DAĞLARI DELDİK OVALARI ARŞINLADIK
Mavi bere geliyor dağ taş inliyor
Gök kubbeyle tek vücut marş dinliyor
Korkun dağların aslanı geliyor
KOMANDO KOMANDO KOMANDO KOMANDO
Mevzidir benim yastığım yorganım
Yeşil siyah duâlıdır üniformalarım
Ölümsüzdür flamalarım
KİMİM BEN? KOMANDO KİMİM BEN? KOMANDO
|
|
***OLDU CANIM***
bir sabah ezanla uyanıp
nadasa bıraktığını sürmeye geleceksin
öyle mi?
elinde bir kara sapanla
bayat ekmeğin olacak
delik matarana söveceksin pınarın başında
öyle mi?
sanki
hiç mola almamış gibi yorgun
sallanacaksın
sanki
zamanı hiç çalmamış gibi bir soygun
hayali kuracaksın
ve en masum yüzünü takınıp
karşımda duracaksın
öyle mi?
oldu canım.
ben
askere yolculadım seni
haberin var mı?
oraya giden
komando eğitimi alıp
dağlarda kalabilirmiş
öyle mi?
ayrıca
işine gelirse
tezkere bırakabilirmiş
öyle mi?
dönebilirmiş te geri
elbette / bu da ihtimal dahili
iyi de
varsayalım ki döndün
bunun yazı var / kışı var
öyle mi?
yolları da kapatabilirmiş
yağmur fırtına kar
öyle mi?
neyse
geçelim bunları
tut ki geldin
beni
bıraktığın yerde
bulacaksın
..................
öyle mi?
oldu canım.!
Asker olduk bahriyeli (Asker şiiri)
Asker olduk bahriyeli
Duydum ki yaban eli
Bu yol biraz çileli
Asker olduk bahriyeli
Gemilerle hep geziyoruz
Güzelleri hep süzüyoruz
Sonra hep dönüyoruz
Asker olduk bahriyeli
Mektubumuz geç gelir
Sevgilimin hayali belirir
Sevdasız insan delirir
Asker olduk bahriyeli
Ölüme Asker
Ağzının düşman dediğine yüreğin acırdı
Sorardı aklın neden diye
Ölümün vekaletiydi taşıdığın
Senin de vicdanın vardı be asker
Taşıdığın tüfek ağır gelirdi omuzlarına
Kurşunları kendinden ağırdı tüfeğinin
Vurduğunun da yüreği vardı
Vurduğunun da bekleyeni vardı be asker
Bir kendine acısan bir düşmanına acırdın
Tek fark safındı belki de
Aradaki çizgiydi seni ondan ayıran
O da başkalarının çizgisiydi be asker
Hiç istemezdin öldürmeyi
Zaten karıncayı bile incitemezdin
Ama karsı karsıya geldiğinde mecburdun
Düşmanını öldürmeye, kurşundan değildin be asker
Seninki de candı be asker
Taşıdığın yürekti
Sevdiğin vardı sevenin vardı
Senin de bekleyenin vardı be asker.
Ahmet Aksoy
|
|